31 Ocak 2008 Perşembe

FİMO

Fimolarımla oynamayı çok özledim.Bilgisayarımdaki resimleri gezerken rastladım bu çiçeğe ve paylaşmak istedim :) Bu saksı süsünü yapmak için,fimo hamurumu açıp,istediğim şekilde kestim.Sonrada mangal yakmak için kullandığımız uzun çıralara yine fimoyla sararak tutturdum.30 dakika fırınladıktan sonra hoop saksıyaa :D
Burdada spiraller yaparak bardağı kalemliğe çevirme uğraşlarındayım :D (geçen yaz ilk fimo denemelerim :) )
(yapılışlarını merak edenlere daha ayrıntılı bir şekilde burdan resimleyerek anlatacağım.. )







28 Ocak 2008 Pazartesi

NİKAH ŞEKERİİM..NASIL OLSUN :D


Yaklaşık olarak 1 haftadır kafama takılan bir soru içindeyim.Bir seramikçi olarak nikah şekerimi kendim yapmak istiyorum fakat kafamda beliren birşeyler yok..Küçük bir boya tüpü düşünmüştüm ve onun içinde bonibonlar ya da sevgilimle tanışmamıza sebep olan sakızımız cicoz :P Çiğnedikçe dilimizi renk renk boyayan 1 pakette üç renkli top şeklinde ,o tatlı sakız..
Boya tüpünü seramikten kırılganlığını hesaplayarak teknik olarak mümkün olamayacağına karar verdim.Boya tüpünü camdan yapabilme imkanım olsaydı sakızlarım renk renk içinde görünebilirdi de..Resimdeki gibi şeker formunda seramik küçük kaplar yapıp onların içine alttan bonibonlarımı ve sakızları koysam mı diye düşündüm ve onunda kenarlarındaki kıvrımlarının kalıbını nasıl alabileceğim konusunda ortada kaldım :( şimdi herkesin fikirlerini bekliyorum..Olsun ya da olmasın tüm fikirleri değerlendireceğim..
yorumlarınızı BEKLİYORUUMM :)

26 Ocak 2008 Cumartesi

BU DA BENİM YILBAŞI AĞACIM..

Bu gün Eda ablanın bloğunu ziyaret ederken eklediği videoyu gördüm.Domatesler ve kozalaklar ile yılbaşı ağacı yapılışını gösteren bir videoydu.İzlemek isteyenler linke tıklayabilir.(http://www.edasuner.com/)


O anda geçen yıl okulumuzda yapılan yılbaşı ağacı tasarım yarışmasını bloğumda paylaşmak aklıma geldi..3. olmuştuk.2007 adet köpük bardağı içlerini ana renklerde boyayarak astık.Alttaki fotoğrafta dekanlıktan projektör yansıtarak ve projektörün önünden renkli film kağıtları geçirerek ışık yanıp sönme etkisi verdik.Oysa ağacımızda bir adet ampul bile yok :D bahçeli evi olanla ya da böyle şeylere ilgi duyanlar kendi evlerinde atık malzemeleri değerlendirerek ağaç süsleyebilirler..sevgilerr

(bu vincin tepesinde bardak asmaya çalışan kız benim :D )

25 Ocak 2008 Cuma

HER KAPININ ARDI.. SEVGİ KELEBEĞİMİN BÜSTÜ..


Kelebeğimin,zeytin gözlümün yanımda olamadığı bu günlerde geçen yıl yaptığım bu büstün haberi geldi.Fırın odasından çıkmış onu almamı bekliyordu.Koşarak fırın odasına indim okulda.Karşımdaydı asırlardır yüzüne hasret kaldığım..Öptüm,öptüm,ağladım,öptüm..Ve dedim ki iyiki yapmışım bu büstü.İyi ki sevdiklerimden bana kalacak birşeyler yaratmışım..Gözünü seveyim içimdeki çocuk..İyi ki yapmışız bu büstü...

KIRMIZICIK GIDA BOYASI



Gıda boyaları her zaman ilgimi çekmiştir.En sonunda dayanamadım ve Eminönü'nden toz gıda boyası aldım.Pasta malzemeleri satan dükkanlarda rahatlıkla bulunabiliyor.Jel gıda boyalarıda tercih edilebilir.Ben gıda boyacığımla tatlış kurabiyeler yaptım.. Herhangi bir kurabiye tarifini uyguladıktan sonra eğer toz gıda boyası kullanıcaksanız kürdanın ucuyla içine atmanız yeterli oluyor.Denemenizi tavsiye ederim oyun hamuru gibi birşey çocukluğumuza geri dönmeye ne dersiniz?


2008 yılbaşı pastamı da daha önce paylaşamamıştım şimdi resmini yayınlıyorum.Kremaya yada krem şantiye aynı miktarlarda gıda boyası ekleyin ve gerisi yaratıcılığınıza kalsınn.. Bol gıdalı günler :D



23 Ocak 2008 Çarşamba

bi haberim vaaaaarrrrr !!!



Ben var yaaa :D EVLENİYORUMM tarihimiz kesinleşti salonumuzu tuttuk
30AĞUSTOS 2008 ah ne mutluyum bir bilsenizssssssss.... :D

İŞTE GELDİİ:p

Merhabaa.. Bis geldikk.. :D

İşte İçimdeki ikinci ruh burada artık.Doğuşumla başlamıştı içimde..Duyduğum o güzel ses,içimde sımsıkı ona sarıldığım varlık..Hepimizin ruhu ayrı bedenlerde can bulurken o benim içimde yaşayan bir sesti..O sesi beni tanıyan herkes tanıyordu ama ne olduğunu bilmiyorlardı.Artık onu insanlarla tanıştırmak istiyorum.Ve içimdeki bu ikinci sesin,bir çocuk bedeninde hayat bulabileceğini hayal ediyorum.Aylardır çizimlerini yaptığım,içinde kaybolup anlamlandırmaya çalıştığım ve kendi derinime indiğimde ortaya çıkan tablom,,bebeğim benim..Şimdi,işlevini durmaksızın devam ettiren,gören bir gözden insanlarla tanışıyorsun.Benim gözümden..



Doğuşumla başladın ya içimde,

Çok seviyorum seni beee .....

Geldin dünyaya artık.., hadi yaşlan gözlerimde ...(heykelin arkasında gerçek elektirik kabloları bulunuyor.Bu kablolar nerden geldiği bilinmeyen bir gücü alıp göz yuvarlağının içine iletiyor ve buda görmemizi sağlıyor.İçindeki kırmızı ışıkta görme olayını destekliyor.Kablolardan gelen enerji sayesinde ışık yanıyor ve gören bir göz ortaya çıkıyor tabiki gören gözden de benim içimdeki yaratık.. :D )

22 Ocak 2008 Salı

AZ SONRAA ;)

Yarın geliyooooorrrrr....
Sizlerle burda onu paylaşacağıııımmmmmm....İçimdeki ikinci ruh.. kimmiş bakalım bu şeyy ;)

20 Ocak 2008 Pazar

AKLIMIN İPLERİ




Yazımın başlığını aklımın ipleri koydum..Çünkü aklımın iplerini salmış gibiyim.Her şey öyle sadeki..Hayat sade,ben sade..Aslında hayatımın hareketi bitti.Zeytin gözlüm,kırpığım yanımda değil.Bloğum bana küsmüş bir kez gir sayfana bak ne olur diyip duruyor.Zaten sadece ben değil herkes bloğumu yalnız bırakıyor..Sonsuz bir bekleyiş gibi sevgilime kavuşmayı bekliyorum.

Çok değil 1 hafta önce yanına gittim,nasıl da güzel asker olmuştu.Ama şaka gibi ben onu hep tatildeymiş gibi hayal etmiştim.Yakında gelecek iş seyahatinde diye kendimi kandırmıştım.Öyle değil işte..

Okulda da heykelimi bitirdim sayılır.Yakında burada paylaşacağım gözlerimden bakan çocuğu..Sevgilimin büstünüde evime getirdim sonunda..Hergün ona bakıyorum günaydınlar sevgilimmmmmmmm diye onu öpüyorumm..Ve şunu düşünüyorum.İyi ki bu yoldayım.İyiki bu sanatın içindeyim.Duygularımı dışa vurabilmemin başka hiçbir yolu olamazdı.Kendimi ifade edebilme çabamı başka şekilde anlatamazdım.Ki bu şekilde bile anlatabildiğimi düşünmüyorum.Malesefki çok az insanla aynı dili konuşabiliyoruz.Çok az insan benim ruhumdaki derinliklere sahip..Çok az insan dost.Ya da çok az insan gerçekten İNSAN.En doğru kelime şu:Çok az insan,insan olmasının değil,içindeki ruhun farkında...Ruhumuzu geliştirmek çok ayrı uçsuz bucaksız bir alan.Herkesin bu inceliğin farkında olmaması yazık ve üzülünesi bir durum..
Kimse derdim değil,ben kimsenin derdi değilim.Kimse değil ben önemliyim.Ve ben kimse değilim..
(Aklımın iplerini saldım ama makaraya geri sardığımı unutmayalım..)

6 Ocak 2008 Pazar

ASLI'NIN GÜNLÜĞÜ ÇOK YANLIZ KALDI...

Aslı günlüğünü çok yanlız bıraktı öyle değil mi ? Uzun süredir bloğumla ilgilenemiyorum.Hoş ya kimse de benim bloğumla ilgilenmiyor zaten:D Ama ne olursa olsun ben bloğumla konuşmak onunla ilgilenmek zorundayım..Uzun süredir içimden birşey yapmak gelmiyor.
Sabahları programsızca uyanıyorum.Tek programlı olduğum zamanlar okul günleri.Zaten bu aralar oldukça yoğunuz okulda.O çocuk varya hani,,içimdeki yaramaz şey hala bakmadı gözlerimden.Ama heykelimi bitirmek üzereyim çok şükür.Sonra burda sizlerle paylaşacağım onu.Ne de olsa içimdeki çocuğu insanlarla tanıştırmaktı heykelimin amacı..






Şimdi yeni bir resime başladım bende hatta bitirdim bile.Sevgili kuzenimin evine yaptığım bu eserin başlangıç ve bitiş halini paylaşıyorum sizlerle..(oradamısınız? :D )







Bu akşam yeni bir resme daha başlayacağım.Bakalım içimdeki ses bana ne yön verecek..Sanırım yine sevgilimin yokluğundan çıkacağım yola..Şu aralar içimdeki en büyük yara...

Son olarak bir Ahmet Hamdi Tanpınar şiiriyle veda ediyorum yazıma..

Kime dokunsam sensin,

Kimi çağırsa dudaklarım.

Başımın tacı canım efendim,

Görünmez çığlıklarımı gören,

Eğilmez başımı öpensin.

Sen bir deniz derinliğisin.

Uslanmak bilmez kederler ülkesi.

Coşup yağan fırtına sessizliğim.

Kül kedisi yorgunluğunda kalbim,

Masalcı dedesini arıyor....